Dapurtoto
Kadın olmak ne zor iş...
‘Yuvayı dişi kuş yapar’dan başlıyoruz, hayata dair her şeyi yapmak bizden
bekleniyor.
Peki ya bir kadının bedeninde bir can taşıyıp büyütmesi ve onu doğurup
emzirmesi……
Gebelik süresince anne adayının vücudunda, yeni bir canlıya ev sahipliği etmesine
yardımcı olacak çok sayıda değişim izleniyor. İlginç olarak bu değişimlerin çoğunu
başlatan tetikleyici faktör, bebeğin kendisinin salgıladığı uyarıcı maddeler.
Anne adayının vücudundaki bu değişimlerin çoğu döllenmeden çok kısa bir süre
sonra başlıyor ve tüm gebelik süresince devam ediyor ancak bebek doğunca sona
eriyor. Anne vücudunun tam olarak gebelik öncesi fonksiyonlarına dönmesi doğum
sonrası 6 haftayı buluyor ve bu süreç, halk arasında “kırkı çıkmak” olarak
adlandırılan lohusalık dönemi ne tekabül ediyor.
Doğumu; aileye, topluma yeni bir bireyin katılması, kadının anne olması açısından bir
geçiş evresi olan yolculuk olarak görüyorum. Bebeğin rahimden dünyaya gelişi de bir
yolculuk . Ama benim burada anlatmak istediğim tam olarak bir kadının anne olma
yolculuğu. Bebeğin ve annenin artık aynı bedende değilken bile aynı seviyede
bağlanması açılarından bir GEÇİŞ evresi. Bu geçişin gözle görülür yanı bebeğin
annesinin bedenini fiziksel olarak terk etmesi. Ama gözle görülmeyen ya da etkisi
hemen anlaşılmayan çok yönü var doğumun. Doğum süreci (eğer bu süreçte bir
sıkıntı yoksa) doğanın kadına öngördüğü şekilde işlediğinde, annelik için gereken
güdüler ve duygular kendiliğinden başlıyor. Anne ve bebek arasında bu sürecin
sonunda büyük bir aşk oluşuyor. Bu aşk sayesinde hormonları kadını anne yapıyor.
Bebeğini besleme, koruma ve büyütmek için gerekli annelik hisleri başlıyor. Böylece
sağlıklı ve doğru bir bağlanma süreci kendine güvenen güçlü nesiller yetiştirmek için
de bir başlangıç oluşuyor.
Tabii her zaman gebelik ve anne olma süreci bazı kadınlar için doğru işlemiyor.
Bazen bazı hastalıklar,doğumsal anomaliler, erken yaşta kemoterapi yada
radyoterapi görmek veya çağımızın yeni hastalığı erken menopoz bu yolculuğu doğal
yönden yaşmaya izim vermiyor. Ama bana göre annelik bir bebeği insan olma
yolunda desteklemektir. Bir kadın evlat edindiği çocuğunun bile görür görmez
"annesi" olabilir. Annelik sadece doğurmak demek değil, ihtiyacı olan bir bebeğe
emek veren, sevgi veren onu şefkati ile kucaklayan her kadın annedir. Kalbi anne
olan tüm kadınların anneler gününü kutluyorum.